MERHABA MERSİN:)

MERHABA

Öncelikle, Çukurova Ekspres Haber Sitesi İmtiyaz Sahibi “Burak Karataş” başta olmak üzere, bu alan da görev yapan tüm arkadaşlarıma ve değerli okurlarımıza İstanbul dan kucak dolusu sevilerimi gönderiyorum… Ben Adana da yaklaşık 14 yıl basın ve yayın organlarında bir fiil görev yapmış görevini son derece önemsemiş ve Adana’da yapabileceklerimi yaptım düşüncesiyle İstanbul a gelmiş. Şimdi mesleğime burada devam ettirebilmek adına halen mücadele vermekteyim!!!

Sevgili “Murat İnce “

Aslen 1969 “Yozgat” doğumlu olup yaşamını Anakarada geçirmiş ve halen orda yaşamaktadır. Kendisi İlk ve Orta tahsilini Yıldırım Beyaz, Ankara Aydınlık Evler Ticaret Lisesi Muhasebe ve Daktilografi bölümü mezunu. Yüksek Okul Anadolu Üniversitesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği son sınıf öğrenicisidir.

2006&2007 yıllarında Haftada bir kez olmak üzere 35 Bölüm Avrasya TV “Murat İnce İle Bir Nefestir Yaşam “Şiir, Öykü,Sohbet ve Müzik içerikli program sunmuş olup. … “ Radyo Avrasya Türk” 6 ay. 2003-2004yıllarında Müfredatında usta öğretici olarak, Ankara Aydınlık evler Anadolu İletişim Lisesinde diksiyon öğretmenliği yapmış.Yedi yıldır Yozgat İleri Gazetesinde ve son üç yıldır Ulusal gazete Anayurt’ta köşe yazarıdır. Murat ince ile Türkçeyi Doğru ve Etkin İletişim Teknikleri. Dört bülten halinde sadece öğrencileri için 2000 adet basılmıştır. Kendisini adeta öğrencilerine ve sevenlerine adayan bir duygu adamıdır. Eğitim adına ve kaliteli işlere attığı imzalarıyla tanınan ancak halen istediği yerde olmasını nedenini şöyle açıkladı.

Sevgili Bergüzar, diye yine bir iç çekti ve buralar nasıl geldiğimi ancak gelirken de hangi dikenli ve hatta mayınlı yollardan geçtiğimi bir ben bilirim dedi. Bu sözleri İfade ederken gözleri doluyor ve dalıyor adeta o yıllara gidiyordu. Kaliteli iş yapanlar bu piyasada çok kıymetli değildir Bergüzar’cım sende bilirsin ki, kıymeti anlaşıldığı zamanda o kişi ya ölmüş olur, yâda çok yaşlanmış olur dedi. Sohbet çok güzeldi ancak toparlamak lazımdı; ve tam o sırada o duygu adamı Murat İnce ile ilk sohbete başladığımız anları anımsadım ve kendisiyle paylaşmadım ama tam soruları nasıl sorsam nerden başlasam diye düşündüğüm an sevgili “ince” hoş bir kahkaha patlatmıştı ve yorma kendini sevgili Bergüzar,ben hallederim derken işini bilen ve bizim mesleğimizde de uzun yıllarını harcamanın verdiği profesyonellikle hem beni rahatlatmış oldu, hem de sohbet sohbet havasında gerçekten gerçek anlamda sevgi dolu acısıyla tatlısıyla Murat İnce’nin penceresinden bir yaşam hikayesi haline dönüştü.

Hal hatır sorarak başladığımız sohbetin yaklaşık bir buçuk saati nasıl geçti anlayamadım. Benim kendisine soru bile sormama gerek kamadan tabiî ki bizimde meslektaşımız olmasının büyük payı ile bir büyüklük örneği gösterip konuya direk kendi başlamış oldu. O bir,”duygu adamı” Aslen Yozgat 1969 Yozgat doğumlu olup, yaşamını ve küçük yaşlardan beri Ankara da sürdüren ince,ciddi bir kariyer hedefleyen hedeflerinden de asla yılmamış bir yaşam mücadelesi anlattı.

Ankara da yaşamakta olup, bulunduğu yere nasıl ve ne zorluklarla geldiğini anlatırken isterdim ki aslında sizlerde dinleyin dinleyin ki, yaşam mücadelesinden bahsederken dinlemek ve dinledikçe anlattıklarının içinde kaybolmak ve her sevgi bergüzar dediği o an, sesinde ki geçmiş yılların bıraktığı acılar ve zorlukların soluğu belliydi. Sanki çok eski yıllardan tanışıklığımız varmışçasına samimi ve sıcak ve bir o kadarda hüzünlüydü sevgili ince konuştukça susmuyor anlattıkça içleniyordu bende öylesine soru bile sormaksızın dinliyordum o saatlere hayatının bir bölümünü nasıldı sığıvermişti. Onca yaralı şiirlerin buz gibi bir adamdan çıkması illaki beklenmezdi duygu adamıydı “murat ince” bakınız! Diye söze bir başlaması vardı ki; sizlerinde benim neler hissettiğimi anlamanız için aynı anı yaşamanız gerekirdi. şimdi ben ne kadar anlatsam belki siz değerli okurlarıma ve sevenlerimize o hissi veremeyebilirim.16 yaşından itibaren yaşamındaki pencere yaşadıklarını anlatırken ben çok küçük yaşta dediği ve sustuğu o an aklına gelenlerin neler olduğunu sanki anladığımı bile fark ederek konuşuyordu. Şimdiki yıllardaki teknoloji ve sistem o yıllarda yoktu bergüzar dedi. Başarılı sanat hayatımdaki geçmişini anlatırken konuları hızla geçerken nasıl geçtiğini anlamadığı belliydi ama daha önceki zor yılları anlatırken derin iç çekmeler ve derinleşen gözler, dalışlar ve susmaları… öğrencilenden bahsederken nasılda çocuklaşıyor ve mutlu oluyordu. gençle için verdiği emekler için hiçbir zaman şartlar ne olursa olsun kaçınmam sevgili bergüzar dedi. Onlar geleceğimizdir ben bu yaşamda buralara gelirken benim yanımda kimseler olmadı onlar benim yaşadığım zorlukları yaşasın istemiyorum diyordu.

Sevgiyle kalın…

Şehnaz'ca

Bayram dolayısıyla HABERTURKMEDYA.COM ailesi olarak istedik ki tüm iş dünyası kurban bayramını bizimle ve dostlarıyla haber sitemizde kutlamış olsunlar.

Facebookdaki sayfamda konuyla alakalı duyurumu yaptım. Böylelikle az çok çevremizdeki dost ve arkadaşlarımıza duyurularımızı yapmış olduk. Birçok arkadaşımdan bu konuyla ilgili mail aldım. Bu vesileyle tanıştığım yeni arkadaşlıklarımda oldu, güzeldi. Katılımda bulunan bulunmayan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Bu arada değişik bir olay yaşadım ve bunu da siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim.

Bu haftaki yazıma ,Şehnaz hanımdan başlamak istedim sebebi ise bayram mesajlarımızla alakalı duyuruma ciddi bir duyarlılık gösterip bana yapmış olduğu yorumla dönmesi oldu.Ve sözlerine aynen şöyle başladı,bergüzar hanım çok iyi düşünmüşsünüz ancak sadece bu mesajları işletmelerle ve firmalarla yapmanıza üzüldüm.bizlerde ev hanımları olarak kendimizi bir şekilde yaptığımız işlerle kendi adıma açtığım sitemle ben ve benim gibi birçok ev hanımımız duyurma çabasındayız ve eşimizin dostumuzun bayramını sizin aracılığınızla haber siteniz de kutlamak isteriz dedi. Ben konuyu sadece iş dünyasına yönelik düşündüğüm için aslında kendime biraz kızdım.

Haklıydı, Şehnaz Hanım ama ben böyle bir isteklerinin ve taleplerinin olabileceğini hiç düşünmemiştim öncelikle bana bu konuda uyarıda bulunduğu için kendisine çok teşekkür ediyor, sonrasında kendisiyle yaptığım sohbette evli, ev hanımı iki çocuk annesi olduğunu ve ev işlerinden arta kalan zamanında da kendince evde bir takım el işleriyle uğraştığını, mutfak da geçirdiği zamanlardan o lezzetlerden yemek yapmanın keyfinden ve merakından bahsetti. Ve kendisine ait bir sitesinin bulunduğunu ”Şehnaz’ca” bu sitede kendince ortaya çıkarttığı el işlerini ve yaptığı yemekleri, tatlıları, pastaları, salataları ve bunun gibi daha birçok çeşitlerinin tariflerini diğer bayanlarla ve başka dostlarıyla paylaşmasından söz etti. Anlatırken o kadar heyecanlıydı ki ne kadar mutlu olduğunu yazdıklarından hissetmek çokta zor olmuyordu. Kendisi dinlerken bende acaba karşımdaki kişilerde mesleğime olan aşkımı böyle hissettirebiliyor muyumdur? Diye bir an durup düşünmeden de kendimi alamadım. Yapılan işten zevk almak o işi sevmek ve hayatınızda onunda vazgeçilmeziniz olduğunu hissettiğiniz an başarıya daha çabuk elde etmiş olursunuz. Teşekkürler Şehnaz Hanım başarılarınızı yakından takip edeceğim bundan böyle…

Güzellikler sizinle olsun değerli dostlar…

Yuh Artık… 3/10/2010

Artık günümüzde ilişkiler son derece aleni ve şuursuzca yaşanılıyor. yaş problemini ortadan kaldıran günümüz artık rahatça kendisinden yaşça büyüğüne veya küçüğüne bayan erkek fark etmek sizin talip olabiliyor. Yaşanılanları kınamak haddimiz değil elbette insanoğlunun başına her şey gelebilir diyerek sözlerime öncelikle medyanın bu işi kişilerin gözüne sokmasıyla başlayabiliriz. Ünlülerimizin yaşadığı ilişkiler halka gayet normal bir durum gibi lanse edilirse eğer ve medyada bunu kendi çıkarları uğruna malzeme konusu ederse olacak budur diyorum. Konuya böyle rahat başlamış olsam da aslında derinlerine inildiği zaman ne kadar da ciddi bir problemle karşı karşıya olduğumuzu unutmuş gibiyiz.

Bende günde binlerce mail alan ve yaş ortalamasına baktığım zaman 23 ile 28 arası olan bu kişilerin neler düşünüp de bu maillerini attıklarını anlamıyor ve bir anlamda veremiyorum. Şimdi düşününki tamam yaşanılması gerekiyorsa yaşansın diyerek daha esnek konuyu ele alalım. Günümüzde hayatımızın vazgeçilmezi haline gelen internet hemen hemen hepimiz iş yerinde ve evinde var. Ve burada binlerce arkadaşlık siteleri var, örneğin, benim oğlum…

Mesela çocuğum yok ama kendimden bir örnekleme yapmak istedim. Kimse yanlış anlamasın diye, bu siteye kayıt olmuş arkadaş arıyor ve birçok bayanla tanışıyor yazışıyor kimiyle görüşüyor veya ilişki yaşıyor arkadaşlık kuruyor beklide evlilik planları yapıyor. Peki, kim bu kişioğlumdan yaşça 6 veya 10 yaş büyük bir bayan, bakarımsınız yani hemen hemen benimle yaşıt. Benim oğlum benim yaşımda birileriyle bir şekilde iletişim kurmuş bir takım olaylar gelişmiş ve nedenlerini bir kenara bırakıyorum,

Bu kişi ya benim yıllarca görüşmediğim birinci dereceden bir yakınımsa mesela ne olur? hayat bu,”facia”

Aileler içerisinde herkes kardeşiyle görüşecek diye devlet bir kural getirmemiş ya, bu verilebilecek birinci dereceden facia “diye nitelendirilmiş bir örnektir. Artık bunların çeşitlerini siz çoğaltabilirsiniz.

Son derece yanlış olan ve bu konuya bence acilen el atılması gerektiğini düşünüyorum. Neden bu konuyu ele adlınız bergüzar hanım derseniz de eğer, bana gelen binlerce mailleri okudukça bu konuyu ciddi bir şekilde bir an önce sizlerle paylaşmam gerektiğini düşündüm. Bu konu karşısında yine siz ebe yenlere son derece ciddi görevler düşmektedir.

Bu kadar da larç bir toplumu mu? Olduk yahu… Bizim ananelerimiz örf ve adetlerimiz nerde kaldı. Olgun bayanların küçük erkeklere olan ilgisi yada küçük yaştaki gençlerin olgun kadın bağımlılığının altında yatan unsurları ele almadan önce lütfen bir an önce bu ve bunun gibi magazin niteliği adı altında yayınlanan haberlere öncelikle mani olunursa son derece doğru bir adım atmış olacağız..ve topluma mal olmuş sanatçılarımızın bu ve bunun gibi konulara daha da duyarlı olması gerektiğini düşünmekteyim.

Sonuç itibarıyla evimizde internet ve televizyonun ve buna bağlı olarak ta yapılan buna ilişkin programların ne kadar kötü örneklere sebebiyet vermiş olduğunu artık bence bilincine varılmalı. Çok büyük marifetmiş gibi yaşadıkları ilişkileri ekran karşısına taşımanın bu topluma ne gibi bir faydası olabileceğini de açıkçası merak ettim doğrusu…

Artık konuşmak istemiyor. Yorumu ise yüce Türk toplumuna bırakıyorum. Sevgi ve saygılarımla!

REKLAM SEKTÖRÜ DENETLENMELİ

Gün geçtikçe kendini daha da yenileyen ve günümüz teknolojisini en iyi şekilde kullanmayı başaran Reklam ve Tanıtım sektörü artık daha da profesyonel yapılmaktadır.

Olmazsa olmazımızdır. Ticari anlamda bizim en büyük destekçimiz olan ve gün geçtikteçe yerini farklı işlevlere bırakan sektör, Tanıtılan her neyse piyasada yerini en iyi şekilde alması ve isminden bahsedilecek bir marka oluşturulması için bu işi profesyonel anlamda yapan ajanslar canla başla çalışırken artık bu mesleğin bile eğitimlerini alırken bu piyasada görev alan kişiler yani bir nevi reklam ajansları çok yönlü çalışmalar yapmaktadırlar.

Ancak bu işi daha da amatör yapan ve piyasada Reklam sektörünü ayakaltı eden kişilerinde bıraktığı yanlış itibarlar reklamcıları ve firmaları son derece zor durumda bırakmaktadır. Bu konuyu ele almamdaki amaç ise köşe yazılarımı yazdığım haberturkmedya.com “haber sitemdeki köşe yazarlığımın yanı sıra bana farklı bir görevi de layık gören site yönetimin sorumlu olarak atadığı Reklam ve Tanıtım Müdürlüğüm dolayısıyla oldu.

Görüşme yaptığım birkaç firmanın veryansın etmesiyle konuyu araştırdığım zaman altından binlerce sebep ve nedenler çıktı. Eline bir ajans kartı alan yollara düşmüş filanca ajanstan veya ismi bile bilinmeyen duyulmayan bir gazeteden geliyoruz diye kendilerini tanıtıp firmalarla yaptıkları görüşme sonrası alınan işlerin başlanmaması ya da istenilen amaca ulaşmamış olması veya bir kez daha arandığında o kişiye ulaşılamamış olmaları firmaları illallah ettirmiş olacak ki bir çok firma bu konuda bana dert yandı. Bu sektöründe takip altına alınması gerektiğini düşünen bir kişi olarak firmalara hak verdim.bende reklam konusunda işe kolları sıvamadan önce araştırılıp yakın takibe alınması gerektiği kanısındayım.Bu sektörden ekmek yiyen onca işi bilen bilinçli ve profoyonel kişilerinde ekmeğiyle oynanmaması ve güvenin sarsılmaması için gerekli yasal düzenlemelerin bir an önce yapılıp yaptırımlarınız da uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir.Bu sektörde emek harcayan tüm arkadaşlarımıza kolay gelsin der hayırlı kazançlar dilerim.Sevgi ve Saygılarımla…


HABERTURKMEDYA.COM(GÜNDEM HER GÜN DEĞİŞİYOR)

Okullar açıldı, açılacak derken2010-2011 eğitim öğrenim yılına tüm öğrencilerimiz, merhaba dedi. Öncelikle tüm öğrencilerimize başarılar diliyoruz. Ve tabii ki ailelerine de bol sabır ve kazanç dileyerek bereketli bir yıl olmasını temenni ediyoruz malum masraflar hem cepleri hem de elleri yakıyor.

Okulların açılmasıyla birlikte emniyet güçlerimizde hareke geçerek olası olumsuz durumları önlemek adına tedbirlerini almış olması halkı biraz daha rahatlattı derken, Her gün haber kanalında çıkan farklı haberler can sıkıyor. Cinayetler, gasp, hırsızlık, darp gibi daha akla gelebilecek ne varsa gündemde…

İnsanın televizyondaki haberleri seyredesi gelmiyor. Maddi imkânsızlıklar ve işsizlik olayları veya kolay yoldan para kazanma hırsımıdır nedir? Bilinmez

Ama günden güne yaşanılan bunca maddi konulara dayılı haberlerin sonucunda, Televizyonlarda gençleri özendirici yapılan programlar, teknolojinin günden güne daha lüks bir yol alması ve internetteki paylaşımlar sonucu, daha genç bile diyemeyeceğimiz yaş yetişkin denilen 18 yaşının altındaki birçok çocuğun aklını çeliyor olsa gerek, çok çabuk zengin olup bir yerlere gelebilmek adına cahilce olaylara karışabiliyorlar

Onları yönlendiren akıllarına giren kötü amaçlı yetişkinler ya da arkadaş kurban olabiliyorlar.

Okulların açılmasıyla birlikte yazılı basında veya görsel kanallarında yayınlanan birçok haberde aileleri tedirgin etmeye başladı bile, gün geçtikçe hayat şartlarının daha da ağır olması gençlerin gördükleri tüm özentilerinin sonucunda cahilliğinde buna eklenmesiyle tedirginlik baş gösterdi. Bu konularda hem ailelere hem de yetkililere çok işler düşüyor.

Çocuklarınızı uzaktan kontrol altında tutmalı girdikleri arkadaş ortamlarını bilmeli ve okullarıyla sürekli irtibat halinde olmalısınız ki, bu yaşanılan benzer olaylar sizlerinde başına gelmesin. Testi kırıldıktan sonra bazı şeylerin bir anlamı kalmaz… Allah hepimizin yardımcısı olsun!


25 Mayıs 2009 Pazartesi

MEDYA SEKTÖRÜ NEREYE GİDİYOR?






Haftada beş gün yazı yazmak demek hergün farklı konuları ele almak demek, ben bu güne kadar yaptığım canlı yayınlarımdada klasik bir formatta gitmedim.

Aslında hem bayanların hemde beylerin okumasını sağlamak biraz zor olacak ama gerek internetten gerek televizyondan gerekse de arkadaşlarımdan destek alarak değişik konuları sizlerle paylaşmak istiyorum. Aslında hayat içerisinde günümüzde var olan her şey ama her şeyi yazmak istiyorum. Mesela bana çok değişik gelen Adana da öncelikle Medya sektörünü de konuşmak isterim sizlerle bende bir medya mensubu olarak Adana da sizce doğru ve sevredilen proğrmlar yapılıyormu?

Televizyonculuk anlayışı geçmiş yıllara nazaran ne kadar ilerleyebildi?

Bu televizyon başındaki yetkililer program içeriklerini nasıl belirliyorlar?

İç bünyelerindeki çalışanları neye ve kime göre seçiyorlar?

Doğru habercilik yapılıyormu?

Adana içinde yapılan açılışlar ve törenlerde ana haber başlığı altında tutulan siyasetçiler ve demokratlar mı olmalı?

Ve bunlar gibi daha bir çok sorular sorulabilir.

Adana halkı kendi kentine ait kanalları ne kadar seyrediyor?

Kısacası bende medyada çalışan biri olarak bütün bu başlıklar adı altında yazdığım ve daha bir çok konuda sizlerinde söyliyecek bir çok şeyi olduğunu düşündüğüm yorumlarınızı bekliyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder